arta kalan zamanda...

"Kâinatın aynasıyım Mademki ben bir insanım Hakkın varlık deryasıyım Mademki ben bir insanım İnsan hakta hak insanda Arıyorsan bak insanda Hiç eksiklik yok insanda Mademki ben bir insanım İlim bende kelam bende Nice nice âlem bende Yazar levhi kalem bende Mademki ben bir insanım Bunca temenni dilekler Vız gelir çarkı felekler Bana eğilsin melekler Mademki ben bir insanım Tevrat'ı yazabilirim İncil'i dizebilirim Kuran'ım sezebilirim Mademki ben bir insanım Enel Hakkım ismim ile Hakka erdim cismim ile Benziyorum resmim ile Mademki ben bir insanım Daimi'yim harap benim Ayaklarda türap benim Âşıklara şarap benim Mademki ben bir insanım..."

Bugün Haydar ERGÜLEN'in doğum günü.Doğum gününü birkez daha hatırlatalım:28 Haziran 1952,Eşkisehir.Bilmiyorum hiç şiirini okudunuz mu,yazılarından feyiz aldınız mı?  Benim için büyük bir yazar olan Haydar Ergülen'e selam olsun...İyiki doğdun,iyki bu dünyayı şereflendirdin...

Gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındandır; ama gözlerini senden kaçırıyorsa, o gözlerde sana ait bir şeyler vardır. Dostoyevsky

<p><br><br><br>ere</p>

Ah! Şu Akdeniz kentleri yıldızlara asılı sallanıp dururlar geceleyin Barcelona! Akdeniz'e fırlatılmış masmavi bir uçurum Mersin! Unutma sevgilim Akdeniz'in en güzel kızı sensin Bodrum'u hiç sormayın: Ner'de gecelediği hiç belli olmaz Akdeniz'le flört eder Ege denizi ile yatağa girer Venedik'ten koca bekler Ne zaman yüzsem Akdeniz'de ellerime ayaklarıma çarpar durur şu kentler dökülür sokakları denize: Topla toplıyabilirsen bütün gece               Özkan Mert

Bugün gazetede okuduğum bir haber beni çok sevindirdi.İncir Reçeli filmi yeniden vizyona girecekmiş .Biliyorsunuz film ilk defa 12 Şubat'ta gösterime girmiş fakat çok az seyirci toplayabilmişti.Daha sonra DVDsi çıktı asıl patlamayı o zaman yaptı.Sosyal paylaşım sitelerinde bu film hakkında bir çok yazı çıktı. Bu yoğun ilgi üzerine film yapımcıları bu cuma filmi tekrar gösterime sokmaya karar vermişler. Benim notum: Mükememel bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim,izlerken çok hüzünleneceksiniz.Mutlaka izleyin.

Hatam, günahım var diye tasalanma, Bunun için dertlere düşmek boşuna. Günah olacak ki Tanrı bağışlasın: Rahmet neye yarar günah olmayınca.

-Kaybetmeye katlanamayanlar, hep kazanmak isteyenler vicdansız olmayı göze almışlar demektir

Artık yaban alanlar diye bir şey kalmadı. Müreffeh toplumların merkezinden bir çekirge sürüsü gibi çevreye saldırmaya hazır turizm orduları var şimdi. Turizmin iştahı her şeyi yutuyor. "Dünyayı görmek"le övünen zengin turistlerin gördükleri şey biraz ticarileşmiş etnik renkler ve sahte yabanıllıklar. Dünya artık endüstriyel toplumların hem çöplüğü hem de bir tür "eğlence parkı!" Kim bilir, şu an okuyucularım arasında da kaç kişi Kenya'da "yaz safarileri" yapabilmek için bir kenara para ayırmaktadır! Bir bilseler aslında gittikleri yerler için nasıl yıkıcı bir eğlence planlamaktalar! THEODOR ROSZAK

Her insan mutlu olamaz.. Çünkü gereğinden fazla özler dünü, Hak ettiğinden fazla düşünür yarını. Ve hiç haketmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutlu olamaz… “Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, Hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri. Ve asla göremez yanıbaşındakileri”.

Kulak verin sözlerime iyice, Herkes öldürebilir sevdiğini Kimi bir bakışıyla yapar bunu, Kimi dalkavukça sözlerle, Korkaklar öpücük ile öldürür, Yürekliler kılıç darbeleriyle! Kimi gençken öldürür sevdiğini Kimileri yaşlı iken öldürür; Şehvetli ellerle öldürür kimi Kimi altından ellerle öldürür; Merhametli kişi bıçak kullanır Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur. Kimi aşk kısadır, kimi uzundur, Kimi satar kimi de satın alır; Kimi gözyaşı döker öldürürken, Kimi kılı kıpırdamadan öldürür; Herkes öldürebilir sevdiğini Ama herkes öldürdü diye ölmez

Kesilmiş bir kol gibi omuz başımızdaydı boşluğun... Hoş geldin! Ayrılık uzun sürdü. Özledik. Gözledik... Hoş geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan ayırmakta... Hoş geldin. Yerin hazır. Hoş geldin. Dinleyip diyecek çok. Fakat uzun söze vaktimiz yok. YÜRÜYELİM.....

Masmavi bir deniz dökülüyor gözlerinden Esiyor gülümsemende rüzgar yavaşca Gecenin koynundan süzülür dolunay saçların Turuncu elbisesine bürünmüş güneş akşam üstü Seni bana çağır tüm sevecenliğiyle. Kötülükler,üzüntüler,kıskançlıklar kaybolur Yavaşca iki dudağının arasından.. Anlamsızlaşır yelkovan,akrep seninle Aragon'un dediği gibi:''zaman sensin'' Zamanın koynunda uyuyan bir rüyasın sen                      e.ç

Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadı. BEHÇET NECATİGİL

Adam: Dokundun bana, sana dokundum. Sana dokunmak durup dinlenmek gibi. Kadın: Sana dokunmak nefes almak gibi. Adam: Sana dokunmak tüm kelimeleri yakmak gibi. Kadın: Sana dokunmak tüm insanları affetmek gibi. Adam: Sana dokunmak hayatı temize geçmek gibi. Kadın: Sana dokunmak... ölüme inat gibi. (Filmden mükemel bir diaolog...)

İncir Reçeli filmini izlediniz mi,biliyorum ama izlemediyseniz mutlaka Dvd sini alın ve izleyin....

Sadece parayı değil, her şeyi sayıyoruz. Sevinçlerimizi, acılarımızı, sevdiklerimizi, sevmediklerimizi, kazançlarımızı, kayıplarımızı...Ve saydıkça, azalıyor hayatımız!

Philippe Sollers'in şu sözü her seferinde derinden düşündürür ve ürpertir beni: Şeytan, işlerin çıkar gözeterek, hesap kitapla ve bayağılık içinde yürümesini ister. Böyle olmadığında bozulur ve iftira atar.                                                            ***  Aşk zamanla asla uzlaşmaz, direnir. O yüzden aşkın geleceği yoktur. Gelecek geldiğinde de aşk yoktur.

Gerin, bedenim, gerin; Doğan güne karşı. Duyur duyurabilirsen, Elinin, kolunun, gücünü, Ele güne karşı. Bak! dünya renkler içinde! Bu güzel dünya içinde Sevin sevinebilirsen, İnsanlığın haline karşı. Durmadan işliyen saatlerde Dişli dişliye karşı; Dişlilerin arasında, Güçsüz güçlüye karşı. Herkes bir şeye karşı. Küçük hanım, yatağında, uykuda, Rüyalarına karşı. Gerin, bedenim, gerin, Doğan güne karşı. Orhan Veli KANIK

Sevmek projedir. Aşk dua!

Mutluluklarımızı hatırlamakta zorlanırız. O yüzden de çoğu zaman uydurur ve abartırız. Ama ya mutsuzluklarımız?.. Bir Arap atasözünün dediği gibi; "insanın hafızası mutsuzluklarıyla aynı yaştadır."    Haşmet BABAOĞLU