Kayıtlar

Eylül, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üç Nokta...

Sana şiir okudum , sarı yaprakların mışıl mışıl uyuduğu tahta masada. Rüzgarın çevirdiği sayfalarda zamanın içinde kaybolan saçlarını taradım.Anılarının izini sürdüm şiirin her dizesinde,seni bekledim her üç noktadan sonra.Üç noktayı severim ,beklemenin özlem olduğunu o öğretir kısacasık boyuna bakmadan.Hayal kurmanın, uyanık halimizin gördüğü güzel bir rüyadan ibaret olduğunu da o öğretir bize.Sarı yapraklar sonbahar rüzgarıyla nasıl da sevişiyor beyaz kediye aldırmadan,anılarımı süpürürken üç nokta. Tahta masa,Haydar Ergülen ,Beyaz kedi,rüzgar,sarı yapraklar ve sen... Aşkın ''yüz''ü( Haydar Ergülen) 1 Ey aşk adınla başlayan acemiyi terk etme, ustası olmasın sevmenin! 4 Dünyanın son uykusu kadar güzeldin 18 Tanrıyı bu kadar güldürecek ne çocukluk yaptım ki ben aşktan başka?

Küsme!

İnsanın alışkanlıklarını değiştirmekte neden bu kadar zorlanıyor.Soruyu biraz daha açalım:Bizler yaşadğımız yerleri,durumları,ortamları değiştirmekten neden korkuyoruz, ya da en iyisi bu yaşadığım yer,bundan daha güzel yaşam bulamam düşüncesine niçin kolayca kapılabiliyoruz.Bizler için yeni bir durum felakat gibi geliyor. ''Yeni''ye karşı hep 'eski'yi savunmamız insanın kendini korumasıyla ilgili midir bilmiyorum.Yeni bir şehir,yeni insanlar,yeni bir hayat hepsi bize korku filmlerinden fırlamış gibi geliyor.İnsan bir şehri bir canlı gibi seviyor galiba.Ondan daha iyisini bulabileceğini düşünmüyor.Halbuki daha güzel şehirler,daha güzel yaşamlarlar var bizim için.Yeni olan hiçbir şeyden korkmayalım.Bir yeri kendimiz güzelleştirebilir veya çirkinleştirebiliriz.''Büyü!.. Bütün iş, yeteri kadar büyü yaratabilmekte!' dedi. 'Bak başaklar bile bir boy değil!.. Bize seni sevmemiz için bir iyi neden ver.'' Her şeyin başı büyü diyor Ahmet Mümtaz T