Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kusurlu Günlükler.

 Yağmur durmadan yağıyor.Aralıksız.Bir kız çocuğu pencereye yüzünü dayamış dışarıda hayallerini seyrediyor.Kız çocuğu aslında bambaşka biri olmak istiyor.Uçurum var şimdiki kendisiyle olmak istediği kendisi arasında.Yağmur durmadan yağıyor.Aralıksız.Bir kuş konuyor o kız çocuğun yüzünü dayadığı pencereye.Kuş olmak istiyor kız çocuğu.Uçmak istiyor.

Ve Yolculuk Başlıyor..

Resim
  Ve yolculuk başlıyor  Tıpkı bir nehir gibi... Her nehrin bir denizi var. Her insanın da bir hayali... Ben yıllardır akan  Büyük bir nehrin kıyısında büyüdüm. Dağların ardında ne olduğunu  merak ederek .

Kusurlu Günlükler.

 Yolculuk:Bir gülün içinden bir nehrin akışı.Gökyüzünden bir kuşun hafif hafif uçusu.

Kusurlu Günlükler.

 Ömründe denizi pek görmeyen birisi dedi ki:”Deniz görmek farklı bir şey abi.”

Kusurlu Günlükler.

Yağmur yağıyor durmadan.Güneş açıyor bazen.Yağmur ıslatıyor, güneş kurutuyor.Hayat yağıyor durmadan.Hayat açıyor sıcacık.

Kusurlu Günlükler.

 Rüzgar esiyor hala.Gece başlamıştı esmeye.Soğuk esiyor.Şimdi simsiyah bir kedi geçti önümden rüzgarla beraber .Tuhaf oldum.Dünya ne ilginç bir yer.Kediller,köpekler,a,rüzgar...ve biz.Hep beraber yaşayıp gidiyoruz.Kimimiz uzun kalıyor,kimimiz kısa.

Ey kör !

Resim
 Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı'na varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi? #İhsan Oktar Anar.

“Yukarı bak” der bulutlara,gökyüzüne.

Resim
Geçen gün  bir gazetede Zeynep Farah Abdullah'ın bir röportajını okudum.Harikaydı.Ama bir bölümü beni çok etkiledi,sizinle paylaşmak istedim: -Hep bu kadar neşeli misin? Evet neşeliyim ya.Annem çok sıkıldığım zamanlarda ''Yukarı bak'' der,''bulutlara,gökyüzüne''.Herkes gibi yaşıyoruz bitecek yani.Ben o yüzden mi acaba bu kadar neşeliyim?Ama tadını çıkarmak önemli.Bunu yapamadığım zamanlar tabiiki oluyor ama sonuçta hayat çok kısa,bitecek gidecek, ben 25 yaşındayım.Daha dün 17 yaşındaydım. -Sen kendini güzel hisseden kadın değilsin o zaman?Ben kendimi çok enerjik hissediyorum.Bir de pozitif olunca güzelliğe falan bakılmıyor.Seviyorum pozitif olmayı.Hayatta başımıza gelebilecek en kötü şey,en kötü şeyi nasıl gördüğünle alakalı.Ölmek çok doğal şey.Allak korusun sakatlanmak olabilir,onda bile bir umut  var. Garip bir şey,aslında.''En kötüsü nü görsem ne olur diye düşününce hayat hafifliyor gibi. -Ne güzel böyle bakabilmek. Annem çok pozitiftir be

Hayal..

Resim
 

Ama Bir Anlamımız Olmalı.

Resim
Kamyonetin camından plaja, okyanusa, gelip geçen gemilere bakıyorum. Masmavi gökyüzünü, yaban ördeklerini ve Kanada kazlarını izliyorum. Joyce bana gülümsüyor. Köpekler hakikaten gülümsüyor ve Joyce'un gülümsemek için bir sürü nedeni var. Dünya çok güzel ve o da bunun bir parçası... Ve henüz biz insanlar bunun bir parçası değiliz. Bize bir bakın. Hepimiz kayıp doğuyoruz, öyle değil mi? Hepimiz Tanrı'dan ayrılıyoruz. Bize sürekli bunu öğretiyor hayat. İsimlerimiz var, işlerimiz var. Ama bir anlamımız da olmalı. Olmak zorunda. (DOUGLAS COUPLAND/Hey, Nostradamus)