Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Her şey ‘son’lanır

Her şey 'son'lanır.İnsan hayatı da. Bir çiçeğin ömrü de.  Sıcak.Soğukluk.Gece son'lanır,gündüz son'lanır.Hayaller de öyle .Hayallerin bir ömrü vardır.Küçük hayaller,büyük hayaller...

yaz günlükleri.1

Hava masmavi.Rüzgar apak.Deniz süt gibi.Akşamüstü gelincik.Gün sıcak elbiseyi üstünden yenice atmış.Anlayacağınız yeryüzü bir cennet şimdi.Dergi de güzel şeyler yazıyor mesela:"Gecenin gündüzden intikamıdır rüya görmek...Yine devam ediyor başka bir söz:"İstediğin şey şey ile istemediğin şey arasında pek fark yoktur aslında.Şey mesele"

Günün Yazısı...

“Her ne olursa olsun; kendin olmak için asla geç değildir... Ya da benim durumumda asla ‘erken’ değildir... Bunun zamanı yoktur... İstediğin zaman başlayabilirsin... Değişebilir; ya da aynı kalabilirsin... *** Bu işin bir kuralı yoktur... Hayatımızı iyi ya da kötü yaşayabiliriz... Umarım seninki mükemmel olur... Umarım seni şaşırtacak şeyler yaşarsın... Umarım daha önce hiç hissetmediğin duygular yaşarsın... Umarım hayata başka bir pencereden bakan insanlarla karşılaşırsın... Umarım gurur duyduğun bir hayat yaşarsın... Ve eğer yaşamadığını düşünürsen; umarım içinde her şeye yeniden başlayacak gücü bulursun...

Bugün Pazar...

Bugün günlerden pazar.Bu cümleyi ne zaman kursam aklıma nedense hep Nazım Hikmet'in şiiri aklıma gelir: " Bugün pazar.   Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.  Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün  bu kadar benden uzak  bu kadar mavi  bu kadar geniş olduğuna şaşarak  kımıldamadan durdum.  Sonra saygıyla toprağa oturdum,  dayadım sırtımı duvara.  Bu anda ne düşmek dalgalara,  bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.  Toprak, güneş ve ben...  Bahtiyarım..."  Bugün pazar.Hava sıcak.Gökyüzü masmavi.Deniz mavinin her tonu.Rüzgar tatlı tatlı esiyor.Kulağımda binbir melodi.Dudağımda şükür her dilde.Bugün pazar.Tembellerin günü.Hepinize güzel bir pazar günü diliyorum.

İnsanız ve çokça tuhafız!

İnsan.Tuhafız.Çok şey yapmak istiyoruz aynı zamanda.Bir kafede oturup kahve içmek,deniz kenarına gidip denizi seyretmek istiyoruz.Birini yaparken acaba diğerinden eksik mi kaldım korkusunu yaşıyoruz.Acaba onu mu yapsaydım sorusu o anı mahvetmeye yetiyor bile.Halbuki o anın tadını çıkarabilsek,yavaşlayabilsek o ana odaklanabilsek çok daha güzel olacak onu biliyoruz ama yapamıyoruz.Odaklanabilmek bu kelimenin altı kalın bir şekilde çizilmeli.Odaklanmıyoruz,kendimizi veremiyoruz.Haliyle de mutsuz oluyoruz.Hepimiz bu dünyaya gözümüzü açarken "normal" açıyoruz,çok azımız normal kalmayı başarabilirken çoğumuz deliriyoruz.İnsanız ve çokça tuhafız.

Bana göre Hayat!!!

Hayatı başka yollarda,başka türlü yaşamaya çalışanlar bu yazı " Bana göre hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla nasıl var olduğumu ya da olamadığımız.Önce günaydın,sonra biraz haz,biraz acı ,biraz aşk,biraz yalnızlık,biraz boyun eğme,biraz başkaldırı ardından iyi geceler…Düş gücü ve tutkuları engellenmişler içinse hayat çocukken oynadığımız oyunların büyüyünce izin verilmeyen oyunsuzluğu.Bence hayat tartışılması gerekmeyecek kadar sıradan ve yalın…"    
Hayat ne tuhaf ya! Gerçekten inanamıyorum.Bundan üç yıl önce şöyle bir yazı yazmışım: " Degişmek... “Bir tek gerçek var... O da kelimelerin sihirli olduğudur. O gün kâğıda yazdığım şey her şekilde kendini kanıtlamış kehanettir. Dünya döner, biz de döneriz. Her sabah güneş sadece dünya döndüğü için doğar. Ve sen her sabah yeni bir şey öğrenmek ve değişmek için uyanırsın... Her sabah yeni biri olmak gibisi var mı?” ... İclal Aydın Uzun zamandır,blogda yoktum,hiçbir şey yapmak istemiyordu canım.Degişmek ya da dogrusu degiştirmek ne zormuş.Yaklaşık 5 yıl Demre'de severek görev yaptım.Bu yaz tayin istedim Antalya'ya...Ne var bunda diyeceksiniz,biliyorum;ama benim için hiç kolay olmadı bu degişim,cok zorlandım.Bugün arkadaşlarla cay içerken hayatın ''tesadüflerden''ibaret oldugunu düşündüm.Bir küçük tesadüf ne de cok etkiliyor insan hayatını.Yaşadıgımız büyük acılar,mutluluklar,hayalkırıklıkları,özlemler hep bu tesadüflerin eseri.Lafı fazla uzatmayalım,
Haziran...Yaz...En güzel zaman güneşin yeryüzünü kızıla boyamaya başladığı ve boyadığı akşamüstü saatleri.Güneş güzel güzel eser,vucüdünü adeta yalar,yeryüzü,gökyüzü saçlarını kızıla boyayan kadın gibi nazlanır.Benim de bu yaz zamanı hep aynı söz aklıma gelir.  "Oza  Neden çekip gitmiyoruz kıyılara?"

Hayat bu işte'

Hayat... Denize benzetirim hep:Bazen dalgalı,bazen sakin.Zaten hayatı güzel yapan da bu.Hep aynı olsaydı bu kadar güzel olur muydu,tartışılır.Mesala çirkin olmasaydı güzelin değeri anlaşılır mıydı ya da kötü insanlar olmasaydı iyi insanların değerini yine de bilir miydik? Şüphesiz ki her şey zıddı ile var oluyor.Bazen çok üzülürsün ama karşına bir yazı çıkar sana yeni ufuklar açar.Rahatlatır.Hayat bu işte,üzüntü de var sevinç de.Sefa da var cefa da.