arta kalan zamanda...

bülent ortaçgil..hiç eskimeyn muhteşem ses.son albümü yine harika olmuş.şarkılar çok güzel.Albüme adını veren SEN şarkısı çok güzel.mutlaka dinleyin.

Arzu ve aşk kan kardeşleridir, hatta kimi zaman ikizdirler ama asla tek yumurtadan çıkmazlar! Çünkü arzu, tüketme isteğidir. İçmek, yiyip yutmak, sindirmekyok etmek!.. Aşk ise özen göstermek, özen gösterileni korumak, sürdürmek, ona doğru genişlemek itkisidir. ZYGMUNT BAUMAN (Akışkan Aşk)

Yine pazar... Elimizde gazete  kahvemizin dumana yanıbaşımızdan ağır ağır yükseliyor,bir yandan da şarkılar yoldaşlık ediyor bize..işte haftanın beş şarkısı dinleyip sevdiğim:` 1. White Lion:When The Children Cry 2.R.E.M:Country Feedback 3:Mor ve Ötesi:Araf 4:Zeynep Dizdar:Çocuk 5:Bülent Ortaçgil:Sen

Bildiklerini anlat, Ama akıl vermeye kalkma... Anlatılanları iyi dinle, Ama hepsini doğru sanma... Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, Çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez... Herkesi kendine eşit gör, Her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır... Cesaret akıldan gelirse cesarettir, Bilgisizlikten gelirse cehalettir..                          Henryk Sienkiewicz

" Yalnızlık hep var. Buna alışmaya çalış. İçine ne kadar süzülürse, ruhunun alanını o kadar genişletir. Zeki ve duyarlı insan az bulunur bir şeydir, hatta onların sayıları tükendi diyebiliriz. Eğer seni anlayacak birilerini bulmayı beklersen, öldürücü bir hayal kırıklığına uğrarsın. Yapabileceğin en iyi şey, kendini anlamak, ne istedi...ğini bilmek ve yoluna engeller çıkmasına izin vermemek.. İnsanların acı çekme kapasitesi ne kadar da büyüktü. Tek yapabileceğiniz şey, korkuyla beklemekti. Bu bir hayatta kalma sorunu değildi. Bu, hayatı ne kadar dolu dolu yaşadığınız, ona ne kadar sarıldığınız, onu ne kadar önemsediğinizle ilgiliydi..."                                    Janet Fitch / Beyaz Zakkum

Küçük Prens benim kitabım en az on kez okudum,bugün kitabı karıştırırken bu kitabı okumayan insanlara üzüldüm.kitapta geçen bir cümle bile böyle düşünmeme yetti: 'Ne kavranılmaz yer şu gözyaşı ülkesi ...'

Yağmur damlıyor usul usul kaldırımlara..Ufacık göller birikiyor yüreğimdeki göllere benzer.Burnum camla beraber,hafif buharlı.Anı defterlerimi açıyorum sayfa sayfa,gün gün.Göl ne muhteşem bir tabiat,çok güzel bir masalın dekoru.Yağmur damlacıklarının oluiturduğu göl.Ne diyordu NOTEBOOK filminde yaşlı adam göle karşı eski sevgilisine :“Sıradan biriyim, herkes gibi bir yaşantım, ortalama düşüncelerim oldu. Kayda değer bir başarım yok ve adım yakında unutulmuş olacak ama saygı duyulacak bir başarım var” . “Bir başkasını bütün kalbimle ve ruhumla sevdim bu bana ömrüm boyunca yeter.” Devam ediyordu yaşlı adam sevgilisine göle karşı sözler söylemeye: “Eğer sen istersen komik olabilirim ya da düşünceli, zeki, cesur; sen ne istersen onu olabilirim. Sen yalnızca ne istediğini söyle, senin için o olacağım” diyen bir âşığa karşı koyabilmek güç müdür, o kız, ona bir şey hissetmiyorsa ?'' Yağmur damlıyor yavaş  yavaş acele etmeden..''uyan nazlı,uyan nazlı...bana gelince zaman durma...