Geçmişin rengi hep değişir mi?

Hava ılık...Bu durumdan sinekler memnun sanki,son günlerde çoğaldılar.Balkondayım,biraz da sinirliyim,niçin sinirliyim onu bile bilmiyorum.Başımın ağrıması da cabası.Haber sitelerine bakayım diyorum,şehitlerimiz,üzülüyorum,bakamıyorum.''On iki askerimiz şehit oldu,allah rahmet eylesin''manşetleri ne kadar duygusuz,hissiyatsız.Halbuki-üzüntüden yutkunuyorum-ne hikayeler sonlanndı bu sabah .Hikayelerinin sonlarını bile göremediler.Hikayeleri vardı hepsinin anlatılacak,özlemleri vardı yaşanılacak,hayalleri vardı görülecek...Ama bitiremediler hikeyelerini.Onlar bizim hikayelerimiz...Onlar bizim sonunu tamamlayamağımız cümleririmiz.Ne zaman bir şehit haberi duysam hep aynı sahne gelir derin bir hüzünle: Menemen'de Kubeilay Şehitliği gezerken bir şehit ailesinin yüreğimi burkan görüntüsü.On yıl olmuş çocukları şehit olalı,mezarına nasıl bakıyorlar biliyor musunuz,elleri titiriyor mezara dokunurken,gözlerinde tarifsiz bir hüzün,sözcükler ortadan kaybolmuş zaten...Hala o sahneyi hatırlarken .... yazamıyorum.Ünlü yazar Çek yazar Milan KUNDERA:"Geçmişin tamamlanmış ve değişmez olduğunu mu düşünüyorsunuz değil mi Hayır,giysisi değişken bir kumaştan yapışmıştır ve dönüp baktığımız zaman her seferinde başka görürüz onu.Aniden kendi güçsüzlüğümüzle yüzyüze geldiğimizde kurtulmak için nereye kaçmalı Yalnızca yükselen bir kaçış aşığılanmadan kurtulma olanağı veririr!" Geçmişin rengi bazen mutluluk,bazen hüzün, bazen pişmanlık olarak zihnimizde canlanıverir. Geçmişin rengi hep değişir.''Gerçekten o insanlar için geçmişin rengi hep değişir mi,yoksa hep kara bir hüzünden mi ibaret geçmişin rengi...Şehitlerimizin mekanı cennet olsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde