kaş...


Cumartesi akşamı  daha doğrusu gecesi Kaş’taydık.Kaş bence yaşanılası en güzel turizm beldelerinden birisi.Sakin bir o kadar neşeli bir şehir.İnsanların sadece tatil için geldikleri yüzlerindeki gülümseden belli.İnsanların gülümsemesi sizi de hemen etkiliyor,sizin de dudaklarınıza gülümseme  gelip yerleşiyor.Mavi kafe tıklım tıklım ,otantik,tahtadan mavi sıralar...Bir bira,iki bira,üç bira...Midyeler taze,ama yine karnım ağrıttı,bir daha söz verdim kendime yememeliyim.Bakalım bu sözümü tutabilecek miyim,sanmıyorum.:)))Bir yandan ev arkadaşımla sohbet ederken bir yandan da güzel kadınlarlardan gözümüzü alamıyoruz.Seyretmek bence aşkın,beğenmenin en güzel hali.Kadınlar,en güzel sanat eseri,dünyanın birinci harikası onlar...Topuklular,topuksuz olanlar,kırmızı elbiseliler,mini etekliler,neşeliler hepsi birbirinden güzel...Bir  yandan kadınları seyrediyorum(sadece seyrediyorum) bir yandan olmayan seni düşünüyorum ve sana en sevdiğim şiirlerden birini okuyorum:
Ben büyük şarkıları severim; büyük olsun.
Deniz gibi, gökyüzü gibi herşey ve mahzun.
Seviyorsam seni aşk ölümsüzdür gönlümce,
Aşıksam kadınım değil tanrıçasın, ece.
Denizler yolculuğa çağırır durur da beni
Gitmem düşünerek geri döneceğim günü.
Ben büyük rüzgarları severim; büyük olsun
Aşkım da, özlemim de hepsi, herşey ve mahzun.
İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı.
Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı.
Olmayan sen uysal bir kedi misali uzat saçlarını ellerime...Uyusun onlar ellerimde bir ömür boyu...Hepinize güzel bir gün diliyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde