kadın...

Ben ne zaman bu konuyu düşünsem aklıma hep Amacord filmindeki o sahne gelir.

Koca memeli bakkal kadın,köyün ufak oğlanlarından birini bakkal dükkanının arka tarafına çeker.

Hayatında hiç çıplak kadın görmemiş oğlanın meraktan ve heyecandan faltaşı gibi açılmış gözleri önünde o inanılmaz büyüklükteki memelerini çıkartır.Kendisine inanılmaz büyüklükteki memelerini çıkartır.kendisine bakan küçük oğlanın ağzına verir memelerinden birini.

Ve öfkeyle azarlar sonra oğlanı.

-Üflemeyeceksin salak,emeceksin.

Kadınlarla erkeklerin konuşmaların bir yerinde hep,’’üflemeyeceksin salak,emeceksin’’ tuhaflığının yaşandığını düşünürüm.

Kadınların bir şey söylediklerinde aslında başka bir şey söylemek istemiş olabileceklerini kendim mi fark ettim,yoksa bunu bana bazen usulca,bazen sabırsızca sözleriyle kadınlar mı öğretti,şimdi tam çıkartamıyorum.

Ama bir kadın,’’Ben üşüyorum’’ dediğinde,bunun cevabının’’üstüne bir şey al’’ türünden bir söz olmadığını,’’üşüyorum’’, dediğinde kadının,’’bana sarılsana’’demek istediğini ve ona sarılmak gerektiğini öğrenmek epey zamanımı aldı.

Sanırım binlerce yıl boyunca isteklerini açıkça söylemelerine izin verilmediği için ’’gizli bir dil’’ geliştirmek zorunda kalan kadınlar,bu kadar basit bir şeyin erkekler tarafından niye anlaşımadığını,niye ‘’emeceklerine üflediklerini’’ hiç anlamazlar.Erkeklerin bakkal dükkanının arka tarafındaki salak küçük oğlana benzediğini düşünürler.

Sevgi ve şefkat eksikliğine hiç tahammül edemeyen,bunların’’ açıkça’’ söylenerek elde edilmesinin ise elde edilenin değerini düşüreceğini inanan kadınların,niye isteklerini düpedüz söylemedikleri ise erkekler için hep sırdı...

Ahmet Altan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde