haftanın notları...

 
Sıradan olmak ile sıradışı olmak birbirne zıt iki kelime tıpkı siyah ile beyaz,iyiyle kötü gibi...Sıradan olmak akıp giden ırmağın içinde herhangibir ağaç dalı,sıradışı olmak ise akıntıya direnmek,akıntının tersi yönünde yüzebilmek...Şunu da hatırlatmakta fayda var sıradan olmak derken herkes gibi düşünmemek,yaşam denilen mucize nehre aynı pencereden bakmamak...Farklı düşünmek,farkındalık yapmak...Kısacası üretmek ve mutlu olmak...
                             ***
Gündelik yaşamın ritüelleriyle,hesaplaşmalarıyla en çok nerde yüzyüze gelirsiniz? Akşam yastığa başınızı koyduğunuz zaman mı,olmadı mı evde yalnız kaldığınızda mı,yoksa kalabalıklar içinde yalnız kaldığınız zaman mı..Kendi mahşerinizi hangi zaman dilimine kurarsınız,kendi sırat köprünüzden geçerken neler hissedersiniz,yoksa hayatın sıradan köprüsünden hesaplaşmadan yürüyüp gider misiniz? İnsan bazen geri çekilmeli,kendi mahşerini kurmalı,kendi sırat köprüsünden geçerken iyilikleriyle,kötülükleriyle yüzyüze gelmeli.
                             ***
 Her insanın akşam olunca içinde fiziksel olandan farklı büyük bir yorgunluk oluştuğunu düşünürüm. Varolma yorgunluğu; doğmuş olmaktan pişmanlığın yorgunluğu... Ama o denli uzun süre önce çıktığımız anne rahmine nasıl geri dönebiliriz ki! M. TOURNIER (Meteorlar)...Ruhlarını yalnızlık rıhtımana demirlemiş olanlar için galiba uzun kış geceleri,fiziki yorgunluktn ziyade ruhsal yorgunlukla boğuşmaktan bitap düşüyorlar.Yoksa sizde benim gibi ruhlarınızı yalnızlık rıhtımına mı demirlediniz?
                           
                            ***
''Aşk dua,sevmek proje.'' sevmek,şirket kurmak gibi mi,geliri,gideri hesaplanan.Sevmek bir çeşit oyun galibi belli olmayan,ya da daha az hesap yapanın daha çok üzüleceği bir çeşit kurtlar sofrası mı?''Sevdim seni çok'' derken senin üzerinde çok güzel bir projem var demek mi istiyoruz.Aşk ve sevmek nedir, bir aşk ne zaman gerçek aşktır? Gazeteci Sanem Altan'ın deyişiyle:''Kendini unutmadan bir aşk  gerçek bir aşk,bir hayat gerçek bir hayat olamıyor mu?''Biz de yazıyı fazla  uzatmadan şöyle soralım: Hiç aşık oldunuz mu?  Çok ''sev''diniz onu biliyorum...

                       ***
Bugün Hürriyet gazetesinin pazar ekinde Ertuğrul ÖZKÖK ilginç bir yazı yazmış(bulup okumanızı  öneririm)bundan bahsetmemin asıl nedeni bu değil,,köşesindeki  Scarlett Johansson'un  olağanüstü fotoğrafı (üsteki fotoğraf)...Mahrem ile tutkunun ince bir çizgide var olduğunun ispatı...Bu fotoğrafa ancak şöyle bir yorum yapılabilir.Ve Tanrı Kadını Yarattı...
                           

                   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde