Başkaları ne der acaba...

Başkarı ne der... Hayatımızı yönlendiren içimizi adeta bir vürüs gibi kemiren söz dizimi başkaları ne der... Hepimizin hayatını zehir eden yaşamızı açık bir cezaevi haline dönüştüren düşünceler bunlar değil midir Annelerimiz,babalarımız bizi aynı düşüncelerin esiri olarak yönlendirmez mi
" Aman kızım,oğlum böyle yapma komşularımız hakkımızda ne der, ne düşünür"diye sürekli bizi uyarıp hayatımızı başkaları ne der çemberi içine alarak hayatımızı zindana çevirmezler mi.Peki niçin hepimiz bu sözün tutsaklığı haline gelmişsiz.Eğer kimliklerimiz kazanılmayıp,başkaları tarafından verilmişse,içsel duygularımız, düşüncelerimiz tam olarak oturmadıysa yani kendimize ait duygularımız düşüncelerimiz henüz olgunlaşmadıysa,ham ise o zaman başkarının değer yargısı tutanacak dal olur bize.Öyleyse ilk önce ben ne derim ,ben ne kadar mutluyum düşüncesi hakim olmalıdır bizde.Vicdanımız müfetişşimiz olmalı her zaman bizim.bununla ilgili güzel bir hikaye ile yazımızı noktalayalım:Pazara gidip ürünlerini satan köylüyle oğlu kazandıklarıyla da bir eşek alıp köye dönüş yoluna düşmüş.Baba eşeğin üzerindeymiş, oğlu da yularından tutmuş gidiyorlarmış.Yolda karşılaştıkları kişiler adamı ayıplayıp "Bre tembel adam, küçücük çocuğu bu sıcakta kızgın kumlarda yürütmeye utanmıyor musun" demişler.Baba hiç düşünmeden hak vermiş adamlara, oğlunu eşeğe bindirmiş.Ama bu kez de yolda karşılaştıkları yaşlı bir kadın oğlana çok öfkelenmiş: "Seni velet seni.. Sen binmişsin baban yürüyor, ayıp ayıp" diye azarlamış çocuğu.Oğul hemen inmiş. İkisi de yürümeye başlamış.Bu kez de insanlar dalga geçmişler: "Ne aptal adamlarsınız yahu... Eşeğiniz var, siz bu sıcakta, çıplak ayak yürüyorsunuz!" iyi bir akşam geçirmeniz dileğiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde