Güneşe Yolculuk/5

Kadın duraksadı,küçücük odaının içinde,amaçsızca,gözlerinde hiç renk olmadan siyah beyaz etrafında bakındı.Her şey ne kadar da cansız,mat,soluk görünüyordu.Kendini birden kocaman aynanın önünde buldu.Bakındı ne var ki kendini tanıyamadı,ya da her zaman olduğu gibi kendini tanımak için bir çaba sarfetmedi. ''Mutlu muyum?'' sorusunu mırıldandı,aslında aklında böyle bir soru da yoktu,nasıl olduysa kocaman aynada bu soruyla yüzleşti.Duraksadı,bu duraksama anı onu ürkütüyordu,gerçekten de neden  mutluyum deyivermemişti.Çok şey yaşamıştı,kalbini birçok kişiye açmıştı,hepsinin sonu da benzer olmuştu:Kocaman bir hiç...Yalnızlık çok korkutuyordu,yalnız kalmak,lanetlenmek gibi bir şeydi onun için.Camus'un sözü beyninin içinde kaç defa döndü durdu hatırlamıyordu bile: 'Mutluluk en zorudur. Hayal gücü çabası gerektirir.' Gerçektende  mutlu olmak zordu,acaba mutlu olmak öğrenebilen bir şey miydi?. Düşündü uzun süre hiç kıpırdamadan,bir mum gibi eridi aynanın önünde...Düşündükçe,eridikçe söz ustası gibi sözler döküldü ağzından:Nehir Gibidir insan; derinliklerinde ne saklar, ne fırtınalar kopar söylemez.."Sadece Sessizce, Akar Ve Gider...O'nun da kederi aktı kalbine doğru sessizce,kahkaha attığı zamanlarda bile ' acı' nın sessiz senfonisini çaldığını anlar gibi oldu.Belli olmuştu daha çok düşünecekti geçmişteki yaşamı üzerine...Aynaya son kez bir daha baktı, yavaşca uzun saçlarını topladı,sol eliyle cennete benzeyen sol gözünün altını sildi,galiba ağlamıştı...Daha mutlu olmak için çabalayacaktı,kendi kendine söz verdi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde