Üç kadın...

İçeride üç kadın bir erkek vardı,erkek bir işle uğraşıyordu,kadınları dinlemiyor gibi görünse de kulağı kadınların söylediklerindeydi.Konuşmalar ilgisini çekmişti,çekmemesi mümkün de değildi zaten.Kadınlar gündelik konularla ilgili birkaç laf söyedikten sonta asıl konuşmak istedikleri konuya bir an önce gelmek istiyor gibiydiler.Kadınlardan birisi evlilikten üç ay sonra kocasından boşanmıştı,diğer kadınlardan biri de boşanmıştı ama resmi işlemler henüz bitmemişti.Üçüncü kadın ise daha çok kadere inanıyor gibiydi,evliydi,mutlu da bir evliği vardı.Üçününde kız çocuğunun olması  sohbeti daha ilginç hale getiriyordu.Konuşmak istedikleri konu 'erkek'ler üzerinden eski kocalarıydı.Genç adam bir ara konuşmalardan koptu:O kız çocuklarını düşündü,ne kadar da zordu onlar için hayat.Baba figürü hep eksik kalacaktı yaşamlarında.Muhtemelen ileri de erkek arkadaşlarında arayacakları o baba figürünü,bulamayacaklardı,üzüleceklerdi.Daha çok arayacaklar,daha da çok üzüleceklerdi.Tam bunları düşünürken üç ay evli kalmış sonra da boşanmış kadının içli sesiyle söylediği şu sözleri duydu, üzüntüsü daha da katmerleşti:''Dün aksam kızım ortada bir sebep yokken hıçkıra hıçkıra ağladi,küçük olmasına rağmen yaşadıkları ona ağır geldi.''Kimbilir o küçücük ama dünyalar kadar temiz yüreği olan kız niçin durduk yere ağlamıştı,saçını oksayan,onunla oynayan bir babası olmadığı için mi?Henüz resmi olarak boşanmayan kadının söyledikleri de yürek acısıydı.Her iki kadında tüm samimiyetleriyle babalarının yokluğunu hissettirmemek istercesine kızlarının etrafında pervane olduklarını anlamak galiba zor değildi.Yeni boşanmakta olan kadının söyledikleri tüm çarpık ilişkileri özetler nitelikteydi,ya da genç adama öyle gelmişti:''Erkeğin kadınlarla ilişki biçimini daha doğru yaşamla ilişkisinin nasıl olacağının çocukluk yılları belirliyor.Çoçukluk yıllarında yaşadıkları hayatına şekil veriyor.'' Ve devam etti kadın:Çocukluk yıllarında yaşadıklarının cezasını şimdi ben çekiyorum.Genç adam yine kendi düşüncelerine çekildi,kız çocuklarını düşündü:Ya bunların çocuklukta yaşamadıkları uyguların hesabı ne olacak,hesabını kim verecek? Üç kadın hareretle konuşmalarına devam ediyorlardı.Bir ara evli kadının sesi duyuldu:''Evlilik biraz da sabır işi,fedakarlılık göstermeden evlilik olmaz da,yürümez de.'' Kadınlar bir süre sohbete devam ettiler.Hadi hep beraber gidelim dertlerimizin üstüne güzel bir Türk kahvesi içelim teklifi sohbete şimdilik son noktayı koyar gibiydi.Genç adam odada bir yığın düşünceyle tek başına kalmıştı artık.''İnsanın kişiliğini daha çok coçukluğunda yaşadıkları/yaşamayadıkları belirler...''

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde