ADAM...

Adam cebinden sigarasını çıkardı.Yüzünü denize döndü.Sigarasını yaktı,sıkıntılı olduğu sigarayı yakma biçiminden belliydi.Deniz çarşaf gibiydi.Mavi rengi oldum orası sevmiyordu,bu renk ona her zaman uzaklığı çağrıştırırdı.Ama tuhaftı,her canı sıkıldığında yüzünü yine maviye dönüyordu.Tek tük insan yürüyüş yapıyordu.Herkes kendi dünyasındaydı..Bir yerlerden kulağına şöyle bir söz çalınmıştı:Hayat hangi pencereden baktığınla ilgilidir.Yetinmedi bu sözle geçenlerde saman sarı bir kağıda yağdığı notu çıkardı cebinden:"Bir şeyler kapanıyordu bir yerlerde : Kiminin bahtı, Kiminin yüreği, Kiminin kapısı ve penceresi. "
Adam saman rengi küçük notunu tekrar cebine koydu.Gözlüklerini çıkardı,buğulanmıştı.Acaba buğulanan gözlükleri miydi,yoksa... Cevap vermedi. Son günlerde durmadan Yusuf Atılgan okuyordu.Yusuf Atılgan ona iyi geliyordu.Denize baktı.Bir de sigarasına baktı.Tıpkı hayalleri de sigarası gibi tükeniyordu.Maviyi sevmediğini bir kez daha tekrarladı kendi kendine.Sigarayı içine daha derin çekti.Ölümü düşündü,bizim bildiğimiz ölümü değil.Kendi hayallerinin ölümünü.Nedense birden bire iyiki şiir var dedi ve denizin en uzağına gözünü dikerek fısıldadı denizin koynuna: ''Ölüm doğuştan var olan o leke/giderek büyüyordu/hepimizin üstünde/kiminde hızlı,kiminde yavaş.'' Hangi yazarın dizeleriydi bu hatırlayamadı,zaten son günlerde o kadar çok şeyi hatırlayamıyordu ki bu durumu hiç garipsemedi.Cebinden bir sigara daha çıkardı,tuhaftır o anda televizyonlarda dönen sigara içmeyin,sağlığınıza zararlıdır temalı reklamları anımsadı.Ağzını belli belirsiz hareket ettirerek:Sağlıya sigara mı daha çok zararlı yoksa koparılan hayaller mi? Cevabı da kendi vermek istedi,nedense vazgeçti.Hayaller,ümitler bir insandan kopup giderse o insan tad alma duyusu kaybetmiş birisi gibi yaşam denilen nehirde yüzmek yerine akan suyu ancak dışarıda seyrederek ömrünü tamamlar sözü ağır bir kamyonet gibi aklından geçti.İkinci sigarası da bitti.Üçüncüsü de,sırada dördüncüsü vardı.Sigarı dudağına değdirdi,küçük bir çocuğun b-söylediği şu sözleri gözleriyle okur gibi anımsadı:" İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç."
Sigarasını yere attı,başını öne eğdi,yürüdü,yürüdü ve hep yürüyecekti.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Habil,Kabil ve İklimya...

Maviyi Soruyordun,Mavi Bir Huydur Bizde