Habil,Kabil ve İklimya...

Bir bayram daha bitti.Telaşlıydı.Güzeldi.Buraya bir şeyler yazmak istedim.Yazacağım çok şey vardı ama yazamadım,fırsatım olmadı.Sizinle güzel ama bir o kadar da hüzünlü bir hikaye paylaşmak istiyorum.Her gününüz bayram tadında güzel geçsin
Diyarlardan Suriye, dağlardan Kasion.Hz. Adem ile Havva tatlı bir telaş içindeler.Evlatlarının mürüvvetini görecekler.Kırk evladın en güzeli İklimya ile büyük abisi Habil, dünya evine girecekler.Dünya dediğin o zaman kırk iki kişilik bir yer. Gelin görün ki ortada bir kavga kokusu var. İklimya’nın ikiz kardeşi Kabil bu düğüne karşı.Bacısıyla kendisi evlenmek istiyor. Ana baba, “töremiz böyle değil, aynı batında doğanlar evlenebilemezler!” diyor. Kabil töreye karşı. Babaya asi geliyor, anayı dinlemiyor, ağabeye dikleniyor.Baba ne yapsın, ikisi de evladı.Gerçi İklimya da evlat ama ona soran yok. “Allah’ı hakem edelim” diyor. “İkiniz de bir kurban verin rabbimize, hanginizinki kabul olunursa İklimya onundur.”
 “Kestiğiniz kurbanların ne etleri ne de kanları ulaşır. O’na ancak sizin takvanız ulaşacaktır...!” Takva, Allah’tan değil, onu incitmekten korkmaktır.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki o zamanlar, ‘Kurban eşittir en sevdiğinden vazgeçme’ zamanları.Kabil topraktan geçiniyor, Habil davardan.Kabil biraz nebat topluyor, birkaç da meyve sebze.Habil daha cömert, en besili koçu seçiyor sürüden.Suriye’de Kasion Dağı’na bırakıyorlar. Sabah bir de ne görsünler! Koç gitmiş, nebatat orada.

İklimya baba evinden abi evine gelin gidiyor.Zalım Kabil, töreyi dinlemeyen rabbini dinler mi hiç!Habil’i sürüsünü otlatmaya götürdüğü yerde... İklimya yerine uykunun koynuna girmişken...Başını taşla ezerek bedeninden ayırıyor.Ben demiyorum Abdullah b. Amr diyor:“Hz. Allah’a yemin olsun ki Habil, Kabil’den daha güçlüydü.Utandığı için kardeşine el kaldırmadı.
Not:Bu hikaye Sırrı Süreya Önder’in bir yazısından alınmıştır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1816 yılında,Baltimore kentinde eski bir tapınağın duvarına yazılmış bir metin...

Beş Kısa Fasılda Otobiyografi